HOŞ GELDİNİZ

FİKRET ÇAĞLAYAN
BAŞARI STRATEJİLERİ
KALİTE GURULARI
SENDİKAMIZ
TAKIM RUHU
İŞLETME-YÖNETİM
KRİZ YÖNETİMİ
İ.S.İ.G.
İZ BIRAKANLAR
HALKLA İLİŞKİLER
ERGONOMİ
ALIŞKANLIKLAR
ETKİLİ İNSAN OLMAK
ÖYKÜLER
BİLGİ ÇAĞI
KİTAP KÖŞESİ
ÇEVRE
YÖNETİM BİLİMİ
VERİMLİLİK
PERFORMANS
TOPLAM KALİTE
ZAMAN YÖNETİMİ
BİLGİ TOPLUMU
İLETİŞİM
DAHA İYİ YAŞAM
GÜZEL SÖZLER
SEKRETERLİK
KATİL YÖNETİCİLER
İŞ YAŞAMI
LİDERLİK
LİDERLİK YASASI
PROBLEMLER
BEYİN FIRTINASI
BİZ KÜLTÜRÜ
DEĞİŞİM
METOD
KİŞİSEL GELİŞİM
DEPREM KÖŞESİ
ERDEMİR
ÇALIŞMA HAYATI
YENİ EKONOMİ
VİZYON
ATATÜRK KÖŞESİ
İNSAN KAYNAKLARI
BİLGİ YÖNETİMİ
MOTİVASYON
STRATEJİK YÖNETİM
LİNKLER
KAYIP İLANI
ÜNİTEMİZ
İNSAN İLİŞKİLERİ
YETKİ DEVRİ
EĞİTİM-BİLİM

Ana sayfa

ZAMAN İDARESİNİN 7 YÖNTEMİ
1- KENDİNİZİ NASIL GÖRDÜĞÜNÜZ SİZİN PERFORMANSINIZI TAYİN EDER.
Kendinizi olmak istediğiniz gibi görün, kendinize devamlı ben düzenliyim, randevularıma zamanında giderim, zamanımı çok iyi kullanırım gibi
2- YENİ ALIŞKANLIĞIN OTURMASI 21 GÜN TEKRAR - UYGULAMA GEREKTİRİR
3- KENDİNİZE VE ETRAFINIZDAKİLERE MÜKEMMEL OLACAĞINIZ ALANI SÖZ VERİN
4- HER ŞEYİ BİR ANDA DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAYIN BİR TANE İLE BAŞLAYIN
5- ASLA İSTİSNLARA BİR NEDEN=BAHANE YARATMAYIN ( listenizden çalışmak)
6- DENEME YANILMA YERİNE, DENEME BAŞARMA YÖNTEMİNİ DENEYİN (bunun için zayıf yönlerinizi analiz ediniz)
7- ZAMAN PLANLAMA KONUSUNDA MÜKEMMEL OLACAĞINIZA İNANIN
 Zaman planlama bisiklete binmek gibi öğrenilebilen bir özelliktir.
 Dünyanın sadece %3 ü hedeflerini yazar ve onlar da dünyanın en başarılı olanlarıdır ve bunların sadece %1 i hedeflerini gözden geçirir.
 Eğer kendi hedeflerin için çalışmazsan hayatının sonuna kadar başkalarının hedefleri için çalışmak zorunda kalırsın.
NASIL HEDEF TAYİN EDİLİR
1- Büyük hayaller kurun ve her şeyi yazın
2- Hedefler yazılı olmalı ve olmuş gibi şimdiki zamanda yazılmalı
3- Hedefler dengeli olmalı
1. tür NE hedefi = İş, Kariyer, Finans
2. tür NEDEN hedefi = Kişisel, aile, Sağlık
3. tür NASIL hedefi = Profesyonel gelişim ve kişisel hedefler
( hedeflerinize ulaşmak için nasıl biri olmanız gerektiği ile ilgili)
4- HAYATTAKİ ANA HEDEFİNİZİ BULUN – bunu anlamak için sorular
· para sıkıntınız olamasaydı hayatınızı nasıl yasardınız
· hayat hikayenizi yazabilseydiniz kendinize nasıl bir hayat yazardınız
· eğer başarısız olmanız imkansız olsaydı neyi yapmak/olmak isterdiniz
· en çok ne yapmaktan hoşlanırsınız
5- HEDEFLERE GİDERKEN YAPILMASI GEREKENLERİ DETAYLI OLARAK YAZIN
KİŞİSEL HEDEF TAYİNİ ÇALIŞMASI
1- Önümüzdeki 5 yıl içinde elde etmek, olmak ve yapmak istediklerinizi yazın
2- Bunları listenizde A,B,C hedefleri olarak belirleyin
3- A,B,C hedefleri için ayrı sayfalar yapın ve bunlara A1, A2 gibi numaralandırın
4- Bu hedeflerin ilk 10 tanesini seçin ve harekat planını yazın
BU SÖYLENENLERİ YAPMAK SİZİ DÜNYADA İLK %3 İÇİNE KOYACAKTIR
HEDEFLERE ULAŞMANIN 5 YÖNTEMİ
1- HEDEFLERİNİZE ULAŞMIŞSINIZ GİBİ GÖZÜNÜZDE CANLANDIRIN – bunun için resimlere ihtiyacınız var ve bu bilinç altını programlar ve şunları tetikler
· ÇEKİM YASASI hedefe ulaşmak için size gerekli kişi ve şeyleri size çeker
· İNANÇ YASASI inancınızın gücü oranında hedeflerinizi maddeye dönüştürür
· ZİHİN YASASI Zihniniz sonunda hedefinizi gerçekleştireceğinize inanır
2- HEYECANLA TEKRAR TEKRAR HEDEFLERİNİZİ KENDİNİZE OKUYUN
· Ben yılda 100.000 USD kazanıyorum, ben sevecen birisiyim, vs
3- HEDEFİNİZE ULAŞMAK İÇİN 100% SORUMLULUK ALIN
· Diğer kişilerden bunu beklerseniz neredeyse her zaman hayal kırıklığına uğrarsınız
4- HEDEFLERİNİZE BAŞARISIZ OLMANIZ İMKANSIZMIŞCASINA KOŞUNUZ
5- HEDEFLERİNİZE YAKLAŞMAK İÇİN HER GÜN BİRŞEYLER YAPINIZ
İŞ HAYATI HEDEFLERİ NASIL KONUR
1- KENDİNİZE SORUN SİZİN MÜŞTERİNİZ KİMDİR-patron-müşteri
2- NE ÜRETMENİZ GEREKMEKTEDİR- kağıt üzerinde ölçülebilen
3- SİZİN ÜRÜNÜNÜZÜ KİM KULLANIYOR
4- SİZİN YAPTIĞINIZ EN İYİ ŞEY YAPILINCA NE SONUÇ ÜRETİYOR
5- SİZİN KİLİT GÖREVİNİZ NEDİR
İDARİ HEDEFLER NASIL TAYİN EDİLİR
Kendiniz veya çalışanlarınız ile yapılmalıdır
1- NET OLARAK HEDEFİ VE SONUCU TARTISINIZ
2- NASIL YAPILACAĞI KONUSUNDA PLAN TAYİN EDİNİZ (bu hedef için en yapılmalı, hangi performans gösterilmeli, işin iyi yapıldığı nasıl anlaşılmalı vs)
3- HEDEFİN SÜRESİNİ TAYİN EDİN
4- KİŞİLERİ İŞİ YAPMASI İÇİN YALNIZ BIRAKIN
HEDEFE GİDERKEN DİKKATE ALINMASI GEREKENLER
1- HEDEFE ULAŞMANIZA ENGEL OLAN ŞEYLER NEDİR (kişisel, dış etken vs)
2- SİZİ YAVAŞLATAN ŞEYLERİ BULUN (çocuk ile hızlı yürümeye çıkmak)
3- HEDEFE ULAŞMAK İÇİN BİLMENİZ GEREKENLER NELERDİR
4- HEDEFE ULAŞMAK İÇİN KİMİN VARLIĞINA VE YOKLUĞUNA İHTİYAÇ VAR
Her gün kendine sorulacak sorular
Ben ne yapmaya çalışıyorum
Ben nasıl yapmaya çalışıyorum
Benim asıl hedefim nedir
Benim hayattaki hedefim nedir,























ZAMANI SİZ YÖNETİN
25 saatlik bir gün ister misiniz? Cevaplarınızı duyar gibiyim. Eminim hepiniz "Kim istemez?" veya "Elbette, bunun için neler vermem ki?" türünden bir cevap vereceksiniz. Ancak, üzgünüm. Bir gün sadece 24 saattir.
İnsanoğlunun ömrü bellidir. Kimi için 50, kimi 60,70, hadi bilemediniz 100 sene. Ne bir günün içindeki 24 saati 25'e çıkarmaya, ne de takdir edilen ömrümüzü artırmaya takatimiz yetmez. Zamanı değiştiremediğimiz gibi durduramayız da. Bir şairin "O, her yaratığı yiyen yaratık" dediği zaman, faniliğimizin ölçüsüdür.
Hem ne yapacaksınız 25 saatlik bir günü? 24 saatin hakkını verebiliyor musunuz? Siz de bir düşünürün "insanların çoğunun ömrünün yansı boş işlerle, diğer yansı da boşa giden ömrüne yanmakla geçer" dediği gruptan mısınız? Eğer böyle iseniz, şimdi bu duruma son vermenin tam vakti. Gününüzü 25 saate çıkaramazsınız ama, 24 saati dolu dolu yaşayabilirsiniz. Gününüzü bereketlendirebilir, düşündüğünüzden çok daha fazla işi 24 saate sığdırabilirsiniz. Sevdiğim bir arkadaşım halk arasındaki bir tabirle "Oynamasını bilmeyen gelin, yerim dar dermiş" derdi. Eğer gününüzü, saatlerinizi iyi değerlendirme becerisinden yoksunsanız, 25 değil eminim 30 saatlik bir gün de problemlerinizi çözmeyecektir. Onun için artık, "Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum, yapmak istediğim ancak vakit bulamadığım o kadar çok şey var ki" veya herhangi bir teklif karşısında "Keşke vaktim olsaydı!" demeyin. Siz de farketmişsinizdir, bildiğimiz tanıdığımız, pek çok başarılı insan çok yoğun iş ve meslek hayatlarının yanı sıra kendini geliştirmek ve hayır işlerinde koşuşturmak için pekala vakit bulabiliyor. Bunun için ihtiyacımız olan şey organizasyon ve plan.
Batıda yoğun iş hayatından, sanayi toplumunun keşmekeşinden bunalan insanların son zamanlarda en çok ilgi gösterdikleri konulardan biri "Zaman yönetimi". "Çok üretme, daha çok üretme" dürtüsüyle daha çok zaman isteyen Batı insaninin bu ihtiyacım karşılamak için pek çok çalışma yapılıyor, kitaplar yayınlanıyor. Bu kitaplar, çok satan kitaplar listesinin üst sıralarım bırakmıyorlar. Biz ise zamana en çok ihtiyacı olan, zamanın kıymetini en çok bilmesi gerekenin kendimiz olduğunu düşünmüyoruz bile. Çünkü
zaman, ancak bizim insanımızda hayra vesile olur, insanlığın mutlak iyiliğine hizmet eder. Bu gayretle vaktiniz; bereketlendireceğini düşündüğümüz, aslında bildiğiniz birkaç küçük notu dikkatinize sunmak istiyoruz.
NEDEN ZAMANA İHTİYACINIZ VAR?
Nasıl fazladan zaman kazanabileceğiniz sorusuna girmeden önce bunu neden istediğinizi düşünün. Kazandığınız bu zaman içinde gerçekleştirmek istediğiniz bir amacınızın olması, o zamana sahip olmak kadar vazgeçilmezdir. Peki yapmak istediğiniz şeyde hayır var mı? Cevabınız evet ise okumaya devam edin.
Bir günde 1440 Dakikaya sahipsiniz
Hepimiz güne, eşit şartlarda yirmi dört saatle başlarız. Bir gününüz, aslında değerli dakikalarınızdan ve saatlerinizden oluşan bir zaman bankasıdır. Kaynak kısıtlıdır, ancak onu kullanma biçiminiz marifetinize kalmıştır. Bir yazar şöyle diyor:
"Hesabınıza her sabah 86.400 dolar işleyen ve aksama da iyi kullanmadığınız her
doları silen bir bankanız olduğunu varsayın. Bu bankanın adı "zaman", dolarlar da
"saniye" dir. Dolarları kıymetli bir yatırıma mı dönüştürmek istersiniz, yoksa,
elinizden alınmasını mı? Nasıl paranızın hesabını yapıyorsanız vaktinizi de hesaplayın. Vakit, Nakittir.
Zaman dakikalarla gelir. Zaman kocaman bir nehir gibi kesintisiz akar. Biz, dakikaları aramalı, toplamalı, biriktirmeliyiz. Geniş zaman kazanma düşüncelerini kafanızdan atın ve bulabildiğiniz üç beş dakikayı kaçırmayın.
Zaman kazanma konusunda en başarılı yöntemler üç temel esasa dayanır:
1- Gereksiz yere zaman tüketen yararsız alışkanlıklarınızdan kurtulun.
2- Yapacağınız işi güç yollardan yapmayın. basit yöntemler işi kolaylaştırır ve hızlandırır.
3- Birden fazla işi bir arada yapmayı öğrenin.
İşlerinizi önem sırasına göre diziniz
Gereksiz işlere en az vakti ayırın. Bir çalışmaya göre insanların çoğunun, vakit ve enerjilerinin % 50 ile 70 arasında değişen bir oranını gereksiz ve değmeyecek işlere, en az verimli bir biçimde harcadığı belirtiliyor.
Erken kalkın
Hadis-i Şeriflerde meleklerin, sabahın erken saatlerinde insanoğullarının rızkını dağıttığı belirtiliyor. Birçok başarılı alim, işadamı ve idarecinin hayatlarını incelediğimizde hemen hepsinde ortak bir özellik göze çarpar; Güne çok erken başlamaları. Size her durumda günde 20 dakika ile 50 dakika arasında zaman artıran bir yöntem söyleyeyim mi? Uyanır uyanmaz yataktan kalkın. İsterseniz sabah yatakta oyalandığınız vakti siz bir ölçün. Haklı olduğumuzu göreceksiniz. Erken kalktığınız da kahvaltı vaktine kadar değerlendirebileceğiniz çok sakin ve verimli bir 60 dakikanız var demektir.
MUTLAKA GÜNÜNÜZÜ PLANLAYIN
O gün yapmanız gereken işleri önem sırasına göre listeleyin. Günün sonunda da listenizi kontrol edin. Meşhur Fransız Romancı Victor Hugo diyor ki: "Her sabah o günün işlerini planlayan ve bu plana uyanlar, yoğun bir günün labirenti arasında kendilerine bir yol bulup geçmiş olurlar. Ama plan yapılmadan, zamanın düzenlenmesi sadece sansa bırakıldığında kaos yavaş yavaş egemenliğim kurar".
Biyolojik saatinizi takip ediyor musunuz?
Bir günün akışı içinde zihinsel ve fiziksel veriminiz belirli dalgalanmalar gösterir. Her yirmi dört saat içinde,
verimliliğinizin en yüksek ve düşük olduğu iki zaman vardır. Bu düşüş ve yükselişler hemen her gün aynı
saatlerde olur. Verimli ya da verimsiz saatlerinizi belirlemek için. iki yada üç hafta boyunca çizelge tutun. Biyolojik saatinizin işleyişin; tanıdıktan sonra en önemli işlerinizi en verimli saatlerinizde yapmaya çalışın. Öğrenciyseniz ders çalışmak ya da ezber yapmak için hangi saatleri seçmeniz gerektiğine bu saatlere bakarak karar verin.
Sakın ertelemeyin.
Bir psikolog: "Erteleme bir sorundur çünkü sizin için ve gelişmeniz için önemli olan işleri ihmal etmek ve geciktirmek yolunuzu sürekli tıkayan bir engel haline gelir" diyor. Kötü bir alışkanlık olan ertelemecilikten kurtulmak için de önerilerimiz var:
Hoşlanmadığınız işi önce yapın.
Uzun bir iş ise parçalara ayırın.
Kendinize bir bitiş tarihi belirleyin.
İşi bitirdiğinizde kendinizi ödüllendirin.
Hemen başlayın.
Telefonunuzu iyi kullanın.
Telefonla halledebileceğiniz işler için fazladan vakit harcamayın. Burada bir fıkra anlatacağım:
Temel, bahçede arkadaşı ile konuşurken içerdeki telefonu sürekli çalıyormuş. Arkadaşı içeri girip telefona cevap vermekten kendini zor alıkoyuyormuş. Arkadaşının tedirginliğini gören Temel: "İlgilenme" demiş, "Ben telefonu kendi rahatım için aldım"
Boşa giden zamanı iyi kullanın.
Ne kadar planlı olsanız da gününüzün bir kısmı birilerini beklemekle veya yolda geçer. Sabah işe veya okula giderken ne yapıyorsunuz? Yürüyorum demeyin. Eminim pek çoğunuzun bir walkman teybi vardır. Yolda geçen zamanınızı çok faydalı bir teyp kasedi dinleyerek değerlendirmeyi düşündünüz mü? Hergün en az bir kaset dinleyerek çok faydalı şeyler öğrenebilirsiniz. Veya bir randevunuzu beklerken, dolmuşta otururken geçen 20-30 dakikada kitap okuyabilirsiniz.



















ZAMANI ETKİN KULLANAN BAŞARILI YÖNETİCİ

Zaman yönetimi ve etkin kullanımıyla
BAŞARILI YÖNETİCİ
Ünlü bilgin Carl Sagan, “Evrenin gizleri ölüm ve zamandır: Çevreye gereken uyumu sağlayamayan büyük sayıda hayat şekillerinin yok olup gitmesi; rastlantısal olarak uyum sağlayan küçük mütüsyonların uzun dizisi için geçen zaman ve uygun mütasyonlar sonucu beliren hayat şekillerinin birikimi için gerekli zaman” önemini vurgular.
Çağımız iş çevresi önemli ölçüde ‘zaman-odaklı rekabet’ üzerine kurulu. Bir girişimci, birey olarak ya da yönettiği kurumla birlikte zaman konusunda üç değişik noktada olabilir. Birincisi, bilinçli olarak ya da rastlantısal olarak ‘hız ülkesinin’ önemini kavrar . Üçüncüsü de, hıza körü körüne bağlılık yerine, hızı müşteriye daha iyi hizmet sunmanın aracı olarak algılama aşamasıdır.
ZAMAN NEDİR?
Berkly, Hume ve Mach gibi filozoflara göre zaman ve mekan bireysel bilince bağlıdır; nesnel bir olgu değildir. Kant, zaman ve mekanı duygusal bir varlığın apriori bir formu olduğunu söyler. Hegl’ e göre zaman mutlak zihin kategorisidir. Materyalistler zaman ve mekanın nesnelliğini kabul ederler; Gerçeğin zaman ve mekan dışında olmayacağını savunurlar. Newton zaman ve mekanın hem birbirinden hem de madde ile hareketten tamamen ayrı, “bağımsız” olduklarına inanır. Günümüzün fizikçileri zaman ve mekan konusundaki anlayışı kökten değiştirerek, zaman ve mekan ile hareket halindeki madde arasında derin ilişkiyi kanıtlarlar. Einstein’ ın görecelik kuramında zaman kendi bağımsızlığını yitirerek, bütünsel ve bölünmez zaman ve mekanın görece yapıları olarak zenginleşir.
Fizikçilerin zaman konusundaki tartışmalarını zihnimizin bir köşesinde tutarak, pratik ve güncel yaşamın gereksinimleri açısından “girişimcinin aracı olarak zaman” konusu üzerinde düşünelim. Zaman eşi, benzeri olmayan bir kaynaktır. Zaman para gibi toplanmaz, hammadde gibi depolanmaz; istesek de istemesek de onu harcarız. Zamanı durdurup yeniden başlatmak elimizde olmadığı gibi, yerine bir başka şey koymamızın da olanağı yoktur.
Zaman çok kıt bir kaynaktır; eğer zamanı doğru yönetmiyorsak, hiçbir şeyi yönetmemiş oluruz.
Zaman tek boyutlu bir olgudur.
Zaman birbirinin yerini alan fenomenlerin var oluş zincirlerini ifade eder.
Zaman geriye çevrilmez, her maddi süreç tek yönde, geçmişten geleceğe doğru ilerler.
Zaman hep aynı hızla ilerler.
Zamanın en önemli özelliği bütün insanların eşit biçimde sahip olduğu bir kaynak olmasıdır.
ZAMANI ETKİN KULLANMA
Zamanın temel nitelikleri dikkate alındığında ‘zaman özyönetimi’ kavramı doğru değildir. Çünkü zamanın akışı, insanların isteğine bağlı olmayan bir değişkendir; insan onu doğru değerlendirebilmek için gücünü ve enerjisini etkin bir biçimde kullanmayı planlar.
Zaman ‘etken’ bir olgudur. O sizin öznel niyetlerinizi ve nesnel davranışlarınızı dikkate almadan, sizin ona verdiğiniz önemden etkilenmeden akıp gider. Zamanın akışı ne kadar etkense, sizi uyarıcılık işlevi de o kadar edilgendir. Eğer, siz zamanı bir kaynak olarak değerlendirmek için bilinçli çaba harcamıyorsanız, zaman kaynağını israf etmeniz kaçınılmazdır. Bu sonucu yaratan en önemli etken, insanın doğa yapısında yer alan kendini kolay kandırma, en yaygın biçimde zaman kullanımında görülür.
Zamanın bir başka özelliği, dünya üretim örgütlenmesinin bütün aşamalarıyla çok sıkı bir etkileşim için de olmasıdır. Verimlilik dediğimiz, aynı işgücü ve sermaye kaynağı ile, birim girdi başına elde edilen çıktı miktarını artırmanın tek yolu ‘zamanı etkin kullanmak’ demektir.
İnsanlar doğal ortamın yarattığı kültürden, akıllarını kullanarak geliştirdikleri metod ve araçları kullanmanın egemen olduğu kültürlere geçtiklerinde, kendi yarattıkları düzenin baskısını duyarlar. Yolda yürürken kaldırımdan aşağıya inmemek, trafiği yönlendiren ışıklara uymak, çıplak elektrik tellerine dokunmamak, uçağın penceresinden aşağı atlamamak,ilaçları dozajından fazla içmemek vb. sınırlar yaşamın parçası olur.
Zaman yönetimi, hem birey, hem de kurumlar için ‘hayati önemde’ bir kaynak niteliğindedir. O nedenle, girişimci kişiliğin zamanla ilgili sorunları da üretim zenginliği yaratmanın temel konulardan biridir. Bu özelliği, girişimciler de zamanı yönetme becerisini öncelikli bir etken haline getirir.
GİRİŞİMCİ VE ZAMAN
Bir girişimci, belli bir sosyo ekonomik çevrede vardır; davranışlarını yönlendiren de içinden süzülüp geldiği çevresidir. O nedenle girişimcinin gündemini zaman beş temel alanda etkiler.
- Zaman üretim sisteminin bütününü kapsar.
- Verimlilik hesaplarının temel ölçütü ‘hız ilkesine’ dayanır ve zamanla ilgilidir.
- Ulaşılabilirlik ve erişebilirlik temelde bir zamanlama sorunudur.
- Üretim yönetiminde erişebilirlik ‘becerinin’ temel ölçütü zamandır.
- İnançtan düşünceye, negatif seleksiyondan pozitif seleksiyona, topluluktan topluma geçiş bir kültürel gelişim gerektirir; yaşanan zamanla, zaman süreciyle ilgilidir.
Bütün bu temel yönlendiricileri dikkate almayan bir günü yakalaması, günün koşullarını net bir biçimde algılayarak geleceği elinin menzilinde tutması güç.
Bir girişimci ‘rekabet ortamının’ ya da başka bir anlatımla ‘piyasanın’ koşullarını değerlendiren onları farklı biçimde algılayan, farklı yönelişlerle ‘ayrıcalık’ yaratma özelliklerini taşımalı. Bu bağlamda girişimci, rekabetin özünde yer alan ‘ölçek ekonomisi’ koşullarından yararlanma, ‘düşük maliyet’ ile rakipleri zorlama, ‘yüksek kalite’ ile müşterilerinin ürünleri tercih etmesini sağlama ve rakiplerden daha hızlı davranarak rekabeti kazanma düşüncesini her zaman diri tutmalı.
Çok genel çizgileriyle anlatılan rekabet ortamı daha çok ürün, daha hızlı pazara sunma, daha fazla sermaye, daha etkin iş gücü gerektirir. Bu noktada girişimcinin yakalanabileceği tuzak ‘aşırı değerlenmiş hızlılık’ olacaktır.
Ürün ömürlerinin kısaldığı, tasarım ile ticari üretim zamanının yarattığı ‘yeni ürün katsayısının’ alabildiği artığı bir ortamda, aşırı değerlendirilmiş hız ilkesi, verimlilik yerine, tam tersi işlev görebilir. O nedenle deki , birkaç yıl önce otomotiv endüstrisinde Toyota Corolla’nın on bir modelini altıya indirdi. Mazda 229 modeli 76’ ya indirdi. Nissan model sayısında yüzde 40 azaltma yaptı. Sony 27-31 ekran tv alıcılarından vazgeçti. Mitsubishi faks cihazı modellerini azalttı. Bu eğilim, elektronik üretiminden, olgunluk dönemi ürünlerine kadar bugün de sürmektedir.
Yaşamın bütün alanlarında olduğu gibi ‘hız ilkesi’ de bir ‘dengeye’ dayanır. O nedenle etkili bir girişimci, işleri hızlı yapma bilincinde olacaktır; çünkü hız, ürünlerimizi rakibimizden farklı yapabilmenin en önemli aracıdır. Ama aşırı değerlenmiş, dengeleri gözetmeyen hız ise bir tuzaktır.
‘Zamana yatırım’ kavramını yerli yerine koymak gerek. ‘Zaman harcama’, aslında elde edilen sonuçla ilgili hem ‘olumlu’ hem de ‘olumsuz’ anlam içerir. ‘Zamana yatırım’ ile ‘zamanında yatırım’ arasındaki nüansları gerçek girişimci bilir; görür ve davranışlarını ona göre ayarlar. ‘Zamanında yatırım’ kavramı ise dünya genelindeki eğilimlerle, bizim olanak ve kısıtlarımız arasında denge kurmayı beceren bir kavramdır.
Günlük zamanın etkin kullanımı girişimciye ‘zaman kazancı’ sağlar.
O zaman kazancını hem bireysel doyumu için kullanır, hem de yeni iş alanları yaratmak için.
Buraya kadar anlatılanlar çok genel, soyut anlatım olabilir. İsterseniz şimdi dönüp yeni bir dünya kurulduğunu, bizlerinde bu dünya içinde yerimizi almamız gerektiğini düşünerek, bir girişimcinin zaman kullanma pratikleri üstüne birkaç söz edelim.
GİRİŞİMCİ ZAMANA SAYGILIDIR
Dalai Lama’nın bir saptaması en somut olan durumdur: “... eski dostlarla karşılaşmak bana zamanın ne kadar çabuk geçtiğini hatırlatır. Ve zamanı doğru kullanıp kullanmadığımızı merak ederim. Zamanı doğru kullanmak önemlidir. Bu bedene ve özellikle de bu inanılmaz beyne sahip olduğumuz sürece her dakika değerlidir. Her anki varlığımız, her ne kadar geleceğimiz için garanti olmasa da, umut olduğu sürece daha canlı olur. Yarın bu zamanda burada olacağımızın garantisi yoktur. Gene de tamamıyla bu umut nedeniyle çalışmaya devam ederiz. Bu nedenle zamanı en iyi şekilde kullanmalıyız. Bence zamanın doğru kullanması şudur: Eğer yapabiliyorsanız diğer insanlara, diğer canlılara yardım edin. Eğer bunu yapamıyorsanız en azından onlara zarar vermekten kaçının.
Dalai Lama’nın saptaması bir girişimci tanıma geri götürür: Çevresini gözlerken herkesten farklı olanı gören, düş kuran, düşlerini projelere dönüştüren, projeleri yaşama taşıyarak zenginlik üreten, insanların yaşamını renklendiren, çeşitlendiren, zenginleştiren ve kolaylaştıran insan... O nedenle girişimci insan sayısı her toplumun kıt kaynağıdır. O nedenle girişimciyi, sıradan insanlardan ayırıp da sıra dışı yapan sezgilerdeki gücü, aklını kullanmaktaki etkinliğidir.
Girişimci kişinin hangi özellikleri zamana etkin kullanma kurallarını açar?
 Girişimci insanların ‘zaaflarına göz yuman, zarif yanlarını öne çıkarabilen’ insandır. O nedenle girişimci kişiliğin önemli özelliklerinden biri, çevresindeki insanları etkileyecek karizma sahibi olmasıdır. O çevresindeki insanların güçlü yanlarını ön plana çıkararak iş üzerine odaklar. Böylece, zamanı etkin kullanarak işte verimi artırır; öncülüğünü korumanın yollarını bulur.
 Girişimci ‘özgüven’ sahibi olduğu için küçük sorunları büyütmez... O nedenle başkalarına kasaba kültürünün kıskançlığı ile yaklaşarak, onları çelmeleme yolunu seçmez. Tam tersine çevresindeki insanları daha hızlı, daha etkin çalışmaya özendirir;kendine yatırım yaparak, çevresindeki insanların önünde durabilir. Bir ünlü can ustasının dediği gibi, “..usta bütün bildiğini çıraklarına öğreten, ertesi gün öğretecek yeni bilgiler üretebilen insandır.” Girişimcilikte hayatın ustalığıdır;üretim becerisini, zenginlik yaratmayı , insan yaşamını kolaylaştıran bir ustalıktır. O nedenle, verimliliğinin zenginlik üretmenin temeli olduğunu bilir; zamanı etkin kullanarak hedeflerine ulaşır.
 Girişimci kişinin yazılı ya da zihni olarak bir iş yapma planı , yolu, yordamı vardır. Bu yol ve yordam istediği sonucu vermediği zaman , hemen gerekli sorgulamayı yaparak, sapmaları düzeltir. Sonuçta bu düzeltme ‘zaman kazancı’ sağlamakla ilgilidir; o nedenle girişimcilik , etkin zaman kullanmayı imge edinmiş alışkanlıklar bütünü gerektirir.
 Girişimci kişiliğin çok, hem de çok önemli özelliği, ‘kendi zamanına saygı’ kadar, başkalarının zamanına da saygı duymasıdır. İster patron olsun , ister profesyonel yönetici... Astlarının zamanına saygı duymayan , toplantılara zamanında gelmeyen, randevularına uymayan insan gerçek anlamda girişimci olmaz.
Sınırlı yer, sınırlı zaman nedeniyle girişimin temel kaynağı zaman konusunda söylenecekleri burada bitiriyoruz. Sanırım insan ve sermaye kaynağına üretim sürecini etkin kullanarak “ekonomik değer” üretmeyi temel amaç edinmiş kişilik olan girişimcilikte zamanın öneminde çok şey var. Bir başka değerlendirmede de günlük yaşamın pratikleri içinde zaman kullanımını etkinleştirmenin araçları üzerinde durmalıyız. Örneğin bir not defterinin erdemi.. Bir arşiv yapmanın gücü... Zamanı ileriye ve geriye doğru değerlendirme becerisinin yeri gibi..

KAYNAK : İş fikirleri Dergisi














ÖRGÜTLERDE ZAMAN YÖNETİMİ VE PLANLAMASI

ÖRGÜTLERDE ZAMAN YÖNETİMİ VE KAHRAMANMARAŞ TEKSTİL SANAYİNDE BİR UYGULAMA

GİRİŞ

Günümüz rekabet koşullarının üstün performansı gerekli kılması, kişileri zamanı iyi kullanmak zorunda bırakmaktadır. Bundan uzun yıllar önce olduğu gibi, yaşam güneşe göre ayarlanan etkinliklerle sürüp gitmemekte, tam tersine her türlü aktivite başta bağlılığı gerekli kılmaktadır. Artık insanlar zamanı kovalar hale gelmişlerdir (Peltekoğlu, 1996, s.4).
Güneş saati, kum saati, derken dijital saatler zamanın süratle akıp gittiğini, geri dönüşün olmadığını en iyi biçimde kanıtlarken çevremizi kuşatan şeylerin aşınması ise geçen zamanın en somut göstergesidir. İletişim teknolojisinin sunduğu olanaklar, bilgisayar, fast food ile değişen beslenme alışkanlığı, ulaşımda sürat ama giderek yetmeyişinden yakınılan zaman (Peltekoğlu, 1996, s.4).
Gerçekten, son yıllarda gelişmiş ülkelerin yoğun tempolu insanları her şeyden daha çok zamansızlıktan yakınmaktadır (Peltekoğlu, 1996, s.4).
Globalleşme süreci içinde bulunmak, hız ve hizmet üstünlüğü ile rekabette varlığını devam ettirmek isteyen tüm işletmelerin, kalite, maliyet ve zaman terimi üçlüsünün hepsinde rekabet üstünlüğünü sağlaması şarttır (Ardahan, 1998, s. 56).
İç ve dış müşteriye fayda sağlamayan, mal ya da hizmetin üretiminden nihai kullanıcıya ulaştırılması sürecinde mal veya hizmetin kalitesine, maliyetine ve teminine olumlu katma değer yaratmayan tüm işlemleri ortadan kaldırarak, sıfır hata, sıfır bekleme, sıfır ıskarta, sıfır stok sıfır iş kazası.
Sıfır arıza ve sıfır bürokrasi,ulaşma, savurganlıkları önleme, verimliliği artırma, işlem zamanlarını kısaltma, kaliteyi artırma, maliyeti artırma, zamanı iyi kullanmaktır (Ardahan, 1998, s. 56).
Globalleşme sürecinde yer alan işletmeler hayatını devam ettirmek için zamanı iyi kullanmak zorundadır. Kalite rekabet etmenin en ön koşuludur. Kaliteyi üretirken zamana ihtiyaç vardır. Zamanı en iyi kullanan ve kaliteyi yaratan rekabette öndedir. Zamanı israf eden, plansız programsız eylemler örgütte rekabeti zayıflatabileceği gibi, örgütü iflasa da götürebilir.

ZAMANI İYİ KULLANACAĞIZ
Zamanı diğer kaynaklardan daha önemli kılan özellik nedir? Kuşkusuz diğer faktörlerden farklı kılan özellikler vardır. Bu özellikler, zaman; satın alınmaz, biriktirilmez, işletilmez ama diğer faktörler gibi tüketilir.
Beklemediğimiz bir anda çalan ve anlamsız biçimde uzayıp giden telefon konuşmaları, ani ziyaretler, bilinçsiz toplantılar konusunda uzman olmayanların birlikte çalışma zorunluluğu gibi bizim dışımızda gelişen etkenler ya da iş vermeyi bilmemek, gereksiz ayrıntılarla uğraşma, düzensizlik, plansız davranma alışkanlığı, hayır demeyi bilmemek gibi bizden kaynaklanan etkenler zamanı gerektiği gibi kullanmamızı önleyen zaman tüketicileridir (Peltekoğlu, 1996, s. 4).
Burada yapılması gerekenler, hepimizin sınırlı biçimde sahip olduğu zamanı yönetmek ve onu bilinçli kullanmak olacaktır. Doğru ve dürüst zaman kullanmanın yolu, şu ana kadar sahip olduğumuz, sevdiğimiz, sevdiklerimizin çabuk bitecek olana önem sırasına bakmaksızın öncelik vermekten, başkalarının istediklerinin kendi belirlediklerimizin önüne geçmesine izin vermek gibi duygusal seçimlerinize yenik düşme alışkanlığımızı değiştirmekten geçmektedir. Zamanı iyi kullanan kişi ise, sanılanın tersine kendine ait süreyi tek bir konuda yoğunlaşarak değil, çalışma yaşamı, özel yaşam, bireysel zevkler gibi değişik etkinlikler arasında paylaştırabilen kişidir. Bu bağlamda yönetebilen kişi dikkati kolaylıkla yoğunlaştırabilen, organizasyon yeteneği gelişmiş, yaşamdan zevk alan ama yaşamını tesadüflere teslim etmeyen kişidir.

SONUÇ OLARAK, ZAMAN SİZİ DEĞİL, SİZ ZAMANI YÖNETMELİSİNİZ.

ZAMAN KULLANMAYI ENGELLEYEN FAKTÖRLER

Tanımlanmış hedeflere ulaşıp ulaşmadıkları, bu hedeflere ulaşırken hangi yöntem ve yolları izledikleri, ne kadar kaynak kullandıkları ve ne kadar sürede ulaştıkları ile açıklanabilir Bir sonuca ulaşmak elbetteki önemlidir. Yalnız daha da önemlisi aynı sonuca en doğru yöntem ve minimum kaynak kullanarak en kısa zamanda ulaşmasıdır (Ardahan, 1988, s. 57).
Hem toplum ve işletmeler hem de işletmenin insan kaynakları için hayati önem taşıyan zaman faktörünün kullanılmasını etkileyen faktörleri iki grupta toplayabiliriz: Bunlar, sosyal ilişkiler, kişisel ve kültürel ilişkiler ile kişilerin içinde bulunduğu organizasyonun yapısıdır.
Sosyal ilişkiler, kişisel ve kültürel özelliklerden kaynaklanan ve zaman kayıplarına yol açan veya zamanı kötü kullanmamıza sebep olan faktörleri şöyle sıralayabiliriz (Kıvrıkoğlu, 1996, s. 26-27).

 Plansız çalışma alışkanlığı,
 Yapılacak işleri acilden acil olmayana göre bir sıralamaya koymama,
 Telefon konuşmaları ve ziyaretçilere ayrılan zamanı denetleyememe,
 Çabuk sinirlenme, işe zor konsantre olma,
 Başkalarının işlerine zaman ayırma,
 İş ve seyahat programlarını iyi düzenleyememe,
 Henüz gün bitmedi akşama daha çok var düşüncesi,
 Etkili ve çözüme yönelik kararlar alınmaması,
 İş başında iş dışındaki konulardan konuşulması,
 Güne moralsiz ve yorgun başlanması,
 Kişinin yaptığı işten tatmin olmaması,
 Özel kişiler ve onlara gösterilen ilgiler.

Tüm bunların yanında kültürel özelliklerimizden dolayı oluşan zaman kayıpları vardır. Örneğin; ziyaretçinin kalkmayı istemesine kadar ziyaret süresi devam eder.

ORGANİZASYONLARDAN KAYNAKLANAN ZAMAN KAYIPLARI :
Zaman kayıpları yönetimin temel fonksiyonları olan planlama, örgütleme, emir-kumanda, yürütme ve denetimin tam anlamıyla yerine getirilmesinden kaynaklanan faktörleri şöyle sıralayabiliriz :
(Sencer Tülin-, 1995, s. 8-9).

 İşletmenin amaçlarının yeterince açık olmaması,
 Yapılacak işlerin belirli bir sırayı takip etmemesi,
 Öngörü tekniğinin bulunmaması,
 Planlamaya önem verilmemesi,
 Yöneticilerin astlarına güvenmemesi,
 Karar vermek için yeterli verilerin bulunmaması,
 Çalışanlar arasında işbirliğinin zayıf olması,
 Emir-komuta zincirinin işlememesi,
 Personel konusunda nitelik ve niceliğe önem verilmemesi,
 Görev ve iş tanımlarının yapılmaması,
 Çeşitli gruplaşmalar ve çatışmaların varlığı.

Tüm bunların yanında içinde bulunduğumuz iş kolu, iş yaptığımız diğer işletmeler, sektörün yapısı, ülkenin ekonomik ve politik durumu, rekabet şartları, rakip firmalarda zamanın nasıl kullanıldığını büyük ölçüde etkiler.

ARAŞTIRMANIN AMACI
Kahraman Maraş tekstil sanayinde, zamanın nasıl kullanıldığını ortaya çıkarmak, zaman kullanımı bakımından yönetici görüş ve düşüncelerini incelemeye yönelik araştırma yapmak.

ARAŞTIRMANINKAPSAMI
Kahraman Maraş tekstil sanayi yöneticileri araştırmanın uygulama alanını oluşturmaktadır. Tekstil sanayi içerisinde tesadüfi örnekler yoluyla seçilen toplam 20 işletme yöneticisini oluşturmaktadır.

UYGULANAN İSTATİSTİKİ ANALİZLER
Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde, aşağıdaki istatistiki analizlerden yararlanılmıştır.
İşletme yöneticilerinin zamanı nasıl kullandıkları veya zamanı nasıl yönettikleri ayrı ayrı ele alınarak frekans dağılımı tablolarında yüzde değerleri biçiminde incelenmiştir.

BULGULAR VE YORUMLAR
Ankete toplam 50 yönetici katılmıştır. Ankette yer alan ifadeler ayrı ayrı incelenmiş ve bu ifadelerin cevaplara göre dağılımı ve yüzdeleri aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir.

Tablo -1 CİNSİYETLERİNE GÖRE DAĞILIM
Erkek 41 %82
Kadın 9 %18
Toplam 50 %100
Deneklerin %82 erkeklerden, %18 gibi küçük bir oranı da bayanlardan oluşmaktadır.

Tablo -2 DENEKLERİN EĞİTİM DÜZEYLERİ
Fakülte 35 %70
Yüksek Okul 15 %30
Toplam 50 %100
Yöneticilerin büyük çoğunlu fakülte mezunu olduğunu görmekteyiz. Ancak 2 yıllık yüksek okulu mezunu %30 gibi küçük bir oranla işletmede yönetici olarak yer almaktadır. Tabloya göre yöneticiler genellikle 4 yıllık fakülte mezunu olmaları gerekiyor.

Tablo -3 ZAMAN KAVRAMI İLE KARŞILAŞTINIZ MI?
Evet 38 %60
Kısmen 12 %24
Hayır 8 %16
Toplam 50 %100
Bu soruya cevap veren yöneticilerin büyük çoğunluğu olan % 60’ı zaman yönetimi ile tanıştığını belirtmiştir. %24 kısmen tanıştığını ve %16 sının ise tanışmadığını ifade etmişlerdir.

Tablo -4 ZAMAN YÖNETİMİ KONUSUNDA KURSA KATILDINIZ MI?
Evet 35 %70
Kısmen 0 %0
Hayır 15 %30
Toplam 50 %100
Zaman yönetimi konusunda kursa katılan işletme yönetici sayısı büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Kursa katılmayanların sayısı ise %30 gibi bir orana sahiptir.

Tablo -5 ZAMAN YÖNETİMİ ÜRETİMDE VERİMLİLİĞİ ARTIRIR MI?
Evet 40 %80
Kısmen 10 %20
Hayır 0 %0
Toplam 50 %100
Zaman yönetimi, işletmelerde önemli bir olgu olarak görülmektedir. Tablo 3'te de görüldüğü gibi verilen cevaplarda zaman yönetiminin üretime büyük etkisi olduğunu göstermektedir. %80'ni zaman yönetiminin üretimde etken olduğunu, %20'sinin kısmen üretimde etkili olduğunu göstermektedir.

Tablo -6 ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRMEK İÇİN FİKİR GELİŞTİRİYOR MUSUNUZ?
Evet 45 %90
Kısmen 5 %10
Hayır 0 %0
Toplam 50 %100
Zamanı daha iyi kullanmak için deneklerin %90’ı fikir üretme çabasında oldukları, ancak %10’u ise kısmen, zamanı oldukça fikir üretme çabasında oldukları görülmektedir.

Tablo -7 İŞLETMENİZDE ZAMANI İYİ KULLANMA İLE İLGİLİ SEMİNER VE KONFERANSLAR VERİLMELİ Mİ?
Evet 42 %84
Kısmen 7 %14
Hayır 1 %2
Toplam 50 %100
İşletmelerde genellikle zaman yönetimi ile ilgili konferans veya seminer verilmektedir. Başka bir ifade ile bu tür bir zaman yönetiminin ancak şu şekilde iş görenlere kavratılacağı vurgulanmıştır. Deneklerin %84’i evet, %14’ü ise kısmen katıldığı tabloda görülmektedir.

Tablo -8 ZAMANI İYİ PLANLIYOR MUSUNUZ?
Evet 45 %90
Kısmen 5 %10
Hayır 0 %0
Toplam 50 %100
Bu tabloya baktığımızda deneklerin %90'ı zamanı planlamaya önem verdiğini, %10’u ise kısmen önem verdiği görülmektedir. Burada da zamanın iyi planlanması gerektiği vurgulanmıştır.

Tablo -9 ZAMAN YÖNETİMİ ÜRETİMDE VERİMLİLİK İÇİN ÖNEMLİ MİDİR?
Evet 42 %84
Kısmen 8 %16
Hayır 0 %0
Toplam 50 %100
Zaman konusu üretimde verimlilik için oldukça önemlidir. Zamanı ne kadar iyi kullanırsan, israf etmezsen üretim o kadar mükemmel olur. Tablo 7'de de zamanın üretim için çok önemli olduğu vurgulanmıştır.

Tablo -10 ZAMAN YÖNETİMİ ÜRETİMDE KALİTEYİ İYİLEŞTİRMEDE ETKEN MİDİR?
Evet 47 %94
Kısmen 3 %6
Hayır 0 %0
Toplam 50 %100
Zaman yönetimi kaliteyi yaratmada önemli bir etken olduğu deneklerce vurgulanmıştır. Tabloya baktığımızda deneklerin %94’i kaliteyi yaratmada zamanın önemli olduğuna,% 6’sı ise kısmen önemli olduğuna inanmaktadır.

Tablo -11 ZAMAN YÖNETİMİNİ PLANLAYIP UYGULUYOR MUSUNUZ?
Evet 40 %80
Kısmen 10 %20
Hayır 0 %0
Toplam 50 %100
Tabloya baktığımızda yöneticilerin büyük çoğunluğu zaman yönetimini uygulamaktadır. %20 gibi küçük bir kısmı ise kısmen uyguladığını beyan etmiştir. Bu da zaman yönetiminin işletme için önemli olduğu görülmektedir.

Tablo -12 ZAMANI İYİ KULLANMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Zamanı Planlama 30 %60
İş gören Eğitim 15 %30
Diğerleri 5 %10
Toplam 50 %100
Bu tabloya bakıldığında planlama diğerlerine göre daha önemli, eğitim ise planlamadan sonra önemini korumaktadır.

ZAMANI DAHA İYİ KULLANMAK İÇİN NELER YAPILMALI :
Zamanı daha iyi kullanmak için, zamanın nasıl nerede ve ne şekilde kullanıldığını görebilmemize yardımcı olan bir zaman envanterinin bulunması gerekir. Bu envanter iş gören ve yönetici davranışlarına yansımalıdır. Örneğin; verilen zaman envanterini de bir sonraki gün yapılacağı belli olan tüm faaliyetleri öncelik ve aciliyet sırasına göre düzenleyerek ve gerekli zamanı tahsis ederek planlama, ertesi güne listedeki ilk işten başlayarak harcanan süreleri zaman envanterine kaydetmek, gün içerisinde ortaya çıkan planlanmamış işleri de listeye harcanan süre ve gereken süreyi de vererek kaydetmek. Böylelikle zaman envanterindeki günlük verimliliği hesaplama imkanı bulunacak ve akış analizi için gerekli olan veri bankası oluşturulacaktır (Kavrakoğlu İbrahim Kaldır, s. 35-36).

TGZ
Günlük verim = % ........

THZ
le zaman hesaplanan envanterdeki günlük verimliliği hesaplama imkanı bulunacak ve akşam analizi için gerekli olan veri bankası oluşturulacaktır.

TGZ
Günlük verim = % ........
THZ

Toplam kalite yönetiminin temellerinden birisi olan "Sürekli Gelişme ve İyileşme"veya Kaizen felsefesinde hedef belirli bir standardı tutturmak değil, seviyeyi - o seviye ne olursa olsun- sürekli ve hızlı bir tempoda geliştirmektir (Kıvrıkoğlu İbrahim, s. 36). Standardın geliştirilmesi ve iyileştirilmesini Çizim-1' de verildiği gibi Deming döngüsü ile sağlamak mümkündür (Elif İsmail, 1995, s. 54). Bir iyileştirme çalışmasının yürütülme çevrimi;


SÜREKLİ GELİŞME VE İYİLEŞME SÜRECİNİN VE DEMİNG DÖNGÜSÜNÜN ZAMANI

PLANLA - Ne yapmak gerektiğini ve bunu nasıl yapacağını belirlemek
UYGULA - Planı ve ölçüm araçlarını uygulamaya sokmak
KONTROL ET - Sonuçları değerlendirmek ve varsa sapmaların nedenlerini aramak
ÖNLEM AL - İyileştirmeyi kararlı hale getirmek ve yeni çalışma kuralları düzenlemek
STANDARTLAŞTIR - Ulaşılan yeni noktayı standart olarak belirlemek

Kaynak: Alp Önal, "Firma Politikasının Yaygınlaştırılması", 4. Ulusal Kalite Kongresi Toplam Kalite Yönetimi ve Eğitimde Kalite, 1. Kitap, 8-9 Kasım 1995, İstanbul, s. 83.
yönetimindeki karşılığı olan akşam analizinde aşağıdaki sorularaobjektif cevaplar verilerek bir sonraki gün için doğru çözümler üretilmesi gereklidir. Üretilen bu çözümler, iyileştirilmiş yeni standart olarak kabul edilebilir.

 Günlük hedefler belirlemek ve zaman sınırlarını koymak verimliliği artırdı mı?
 Herhangi bir engellemeye uğramadan en fazla üretken olduğum saatler hangileriydi?
 Gün içerisinde karşılaştığım engellerin hangisi bana pahalıya mal oldu?
 Bunları ortadan kaldırmak ya da kontrol altına almak için neler yapılabilir?
 Hangi telefon görüşmeleri, ziyaretler ve toplantılar gereksizdi?
 Hangi telefon görüşmeleri, ziyaretler ve toplantılar daha kısa zamanda başarılabilirdi?
 Faaliyetleri mi yoksa sonuçları mı kaydetme ve yönetme eğilimi gösteriyorum?
 Günlük hedeflerimden kaçının gelecekteki hedeflerime faydası oldu?
 Bu gün kendimde ve içinde bulunduğum organizasyonlarda "kaç iyileşme sağladım?"
 Verimliliğimi ve üretkenliğimi artırmak için başka neler yapmalıyım?

TÜM BUNLARIN YANINDA, ZAMANI DAHA VERİMLİ KULLANMAK İÇİN;
 Yeni alışkanlıklar geliştirmek ve bu alışkanlıklar normal bir davranış biçimi haline gelinceye kadar asla istisnalara izin vermemek gereklidir.
 Hiçbir işi sürüncemede bırakmamak. Bunun için, kendimizi tanımak, niçin ertelediğimizi bulmak, işleri önem ve aciliyet arasına koymak ve sırayla halletmek, zor sorunlardan kaçmamak, ayrıntıyla boğulmamak ve mükemmellik hastalığına yakalanmamak gereklidir.
 Günlük, haftalık, aylık, sezonluk, yıllık, 5 yıllık ve 10 yıllık hem kişisel hem de işletme için hedefler belirlemek ve tüm faaliyetleri bu hedefe yönelik yapmak gereklidir.




Çizim 1: Deming Döngüsü
Kaynak: Alp Önal, "Firma Politikasının Yaygınlaştırılması", 4. Ulusal Kalite Kongresi Toplam Kalite Yönetimi ve Eğitimde Kalite, 1. Kitap, 8-9 Kasım 1995, İstanbul, s. 83.


 Doğru ve gerçekçi planlar yapmak. Planlama yaparak, içinde bulunulan durumun analizi yapılabilir, tahminleri değerlendirilebilir yeni tahminlerde bulunabiliriz. Hedefleri daha açık belirleyebilir, hedeflere ulaşmak için alternatif hareket tarzlarından en uygun olanını seçebiliriz. Çözüm için optimal kararı tereddütsüz verebilir ve uygulamaya koyabilir, denetleme ve gözden geçirme işlemlerini daha rahat yapabiliriz.
 İstifçi olmamak ve dağınık masa hastalığından kurtulmak bunun için, bıkılan ya da daha ilgi çekici bir işle karşılaşıldığında yapılmakta olan işi bırakmamak, daha adi bir iş olmadığı sürece bir sonraki işe geçmemek gereklidir.
 Masa ya da cep günlüğü kullanmak, çabuk hatırlamak için not almak, etkili konuşmak ve hızlı okumak gereklidir.
 Yöneticinin astlarının getirdikleri her sorunun çözümünü de getirmeyi istemesi, astların da yöneticisine sorun götürürken mutlaka çözüm alternatiflerini de götürmesi gereklidir.
 Ne zaman "evet" ne zaman "hayır" denmesi gerektiğinin belirlenmesi gereklidir.
 Sık sık seyahat yapılıyor ise mutlaka seyahatin planlanması (nerede, ne zaman, kiminle hangi konularda görüşeceğinin, hangi bilgi ve belgelere ihtiyaç olduğunun önceden belirlenmesi ve gerekli randevuların alınması) gereklidir.
 Bir iş için ayrılan zamanın başka bir iş için de kullanılması gereklidir.
 Etkin ve yeterli ölçüde yetkinin devredilmesi, yetki ve sorumluluk dengesinin iyi ayarlanması gereklidir.
 İş analizi, süreç analizi, iş ve görev tanımlarının yapılması gereklidir.
 Tüm çalışanların inandığı ve desteklediği etkin bir performans değerleme sisteminin kurulması gereklidir.
 En büyük zaman tuzakları olan ziyaretçiler, telefonlar ve gündemli ya da gündemsiz toplantıların iyi denetlenmesi gereklidir.
 Çalışanların sürekli kendisini yenileyen ve değişime açık olan bir yapıda olması, kalite ve kantite olarak yeterli çalışan olması gereklidir.

Akşam analizinden elde edilen veriler, yukarıda sıralanan sorular ve önerileri ile gerçek sorun tespit edilecek, en doğru çözüm ve davranış biçimleri üretilerek bir sonraki gün için doğru planlar yapılacaktır. Amaç doğruya ulaşmak ise yanlışın nerede ve nasıl olduğunu görmekle işe başlamak, ulaşılan yeni standardı bu seviyeye çekerek bir sonraki güne bu yeni durumla başlamak gerekecektir.

SONUÇ :

Zaman kavramı işletmeler için önemli bir kavramdır. Zamanı israf etmeden kullanmak örgütlerin en önemli ilkesi olmalıdır. Organizasyonlarda zaman kullanımı ile ilgili mutlaka plan yapılmalıdır. Planlı eylemler israftan kaçınmayı sağlar.
Organizasyonlarda sürekli gelişme ve iyileşme sürecinin çalıştırılmasına önem verilmelidir. Her işin doğru bir şekilde yapılması, bir daha tekrarına dönülmemesi, daha iyiye ve daha doğruya gitmenin alternatiflerinin aranması ve değerlendirilmesi hedef olmalıdır.
Zamanı ve kendimizi yönetmenin altında bireysel ve profesyonel önceliklerin belirlenmesi ve tüm düzenlemelerin bunlara göre yapılması önemlidir. Yapılacak işlerin özellikleri ve aciliyetleri bakımından sıraya konmalıdır. Öncelikli yapılacak faaliyet yerine getirilmelidir. Yapılacak eylemlerde öncelik işletmenin misyonuna verilmelidir. Planda değişiklik yapılacaksa stratejiler belirlenmeli buna göre yeniden değerlendirilmelidir. Kısa ve uzun vadeli amaçlara ve planlara göre saptanacak faaliyetler tekrar zaman envanterine ve çizelgeye göre belirlenmelidir. Zamanla ilgili planda sürekli iyileşme ve gelişme prensibine uyulmalı ve kendimizi buna göre disipline etmeliyiz. Zamanı en iyi nasıl kullanabiliriz diye kendimize sormalı ve cevap aramalıyız. Bu da gelişmeyi beraberinde getirecektir.
Zamanımızı en iyi kullanma şekli, önemli işlere fazla zaman ayırmaktır. Bu önemli işler; işlerinizle ilgili, krizleri atlatma, problemleri çözme, belirli bir sürede tamamlanması gereken projeler, toplantılar, planlar ve programlar gibi. Bunlar bir işletme için hem önemli hem acil işlerdir.
Önemli ve acil olmayan işlere fazla zaman ayırmayın. Amaçsız telefon görüşmeleri, ziyaretler, mektuplar, yapılması gereken boş zaman kaybedici işler ve faaliyetlerdir.

KAYNAKLAR

 Peltekoğlu Filiz Balta, Zamanı İyi Kullanmak Zorundayız, M.P.M. Yay.
Verimlilik Dergisi, Ankara 1996.
 Ardahan Faik, Toplam Kalite Düşüncesi İle Zaman Yönetimi, Standart
Dergisi, Ankara, 1998.
 Sencer Tülin, Toplam Kalite Yönetiminin Tanıtılması, Ulusal Kalite
Kongresi, 8-9 Kasım, 1995.
 Kavrakoğlu İbrahim, Toplam Kalite Yönetimi, Kalder S. 3.
 Alp Önal, "Firma Politikasının Yaygınlaştırılması", 4. Ulusal Kalite
Kongresi Toplam Kalite Yönetimi ve Eğitimde Kalite, 1. Kitap,
8-9 Kasım 1995.
 Elif İsmail, Toplam Kalite Yönetimi ve Toplam Kaliteye Ulaşmada
Önemli Bir Araç ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi, Uludağ
Üniversitesi, Güçlendirme Vakfı Yay., No: 110, Bursa 1995.


KAYNAKÇA : Öğr. Gör. Osman ATAY
KSÜ. Afşin Meslek Yüksekokulu İşletme Programları Öğretim Görevlisi












ZAMANI ETKİN KULLANMAK

DAHA AZ ZAMANDA DAHA ÇOK İŞ BAŞARIN
Eğer sabahları kalktığınızda kahvaltı yapacak ya da kafanızı toplayacak bir on beş dakikanız olmuyorsa, evden işe giderken bir sürü zamanınızı servislerde, arabada ya da otobüslerde heba ediyorsanız, iş yerine geldiğinizde bir kahve içmek için bile on dakikanız olmuyorsa, en yakın arkadaşlarınızı bile ihmal etmeye başladıysanız, eşinizle bir öğle yemeği kaçamağı dahi yapamıyorsanız ve sürekli kendinizi yorgun hissettiğiniz halde hiçbir işe yetişemiyorsanız, sizin artık iyi bir zaman yönetimine ihtiyacınız var demektir.
Bir çok eğitim gibi, Zaman Yönetimi de eğer siz bazı şeyleri gerçekten değiştirmeye kesin olarak karar vermediyseniz hiçbir işe yaramaz. En iyisi biz size bu tarz eğitimlerde öğretilenlerden bir ipucu verelim, siz kendiniz uygulamayı deneyin. Eğer işe yaramıyorsa siz bu işi gerçekten istemiyorsunuz demektir. Hiç onca parayı boş yere harcamayın. Yok işler yoluna girmeye başladıysa, tebrikler. Kursa gitmeden zaman yönetimini öğrenerek bir sürü para tasarruf ettiniz demektir.
ON LINE ZAMAN YÖNETİMİ EĞİTİMİ'NE HOŞ GELDİNİZ!
Bazıları yapılması güç görünen işleri beklenilenden daha kısa sürede bitirebilirler. Nasıl? Zamanı etkin kullanmak, kendileri gibi olmak istediğimiz yöneticiler ve danışmanlar için bile bir kabusa dönüşebilir. Ne yazık ki zamanı ne geri çevirebiliyoruz, ne de durdurabiliyoruz. Zaman yönetimini başarmanın ilk yolu, zamanı kendimize uydurmayı değil kendimizi zamana uydurmayı öğrenmekten geçer.
EGZERSİZ:
Zaman yönetimini teoriyle değil uygulamayla daha iyi öğrenebilirsiniz. İşte size bir egzersiz:
1. Önce tüm bir gün içinde kaç saati ya da dakikayı "hangi iş veya aktivite için harcadığınızı" bulun. Bunun içine uyku, telefon görüşmeleri, yolda geçen zaman, yemek, banyo, eğlence vs. gibi iş dışı aktiviteleri de dahil edin. Tüm bunların süresi doğal olarak 24 saate sığmalı.
2. İkinci olarak da mail okumak, telefon görüşmeleri, toplantılar, rutin işler, gelen evraka bakmak gibi "işle ilgili aktivitelere" ne kadar vakit ayırdığınızı bulun.
3. Bu egzersizler size zamanınızı nasıl geçirdiğinizi gösterecektir. Kendinize "Zaman arttırmak için ne gibi değişiklikler yapabilirim?", "Yaptığım işlerin sürelerini azaltmak için ne yapabilirim?" gibi sorular sordurur.
4. Ayrıca bir iki hafta boyunca tüm bir gününüzü nasıl geçirdiğinizi not edin. Böylece rutin işlerinizi sürpriz işlerden, üretken zamanlarınızı üretken olmadığınız zamanlardan ayırabilirsiniz.
Üretken olmayan zamanlarınızı geri kazanabilirsiniz ama bunun için önce zaman analizi tablosu hazırlamanız gerekir. Günlük aktivitelerinizi ayrıntılı olarak yazın. Sonra da gereklilik ve yararlılık olacak şekilde ikiye ayırın ve her aktiviteye bir (1) en düşük on (10) en yüksek olmak üzere puan verin.
Örnek:
Yapılan iş: e-posta okumak ve cevaplamak
Gereklilik:10
Yararlılık : 6
İşleriniz böylece öncelik sırasına girmiş olur. Bu şemadaki işler kısa dönem hedeflerinize de paralel olmalı. Tüm bunların yanı sıra beklenmedik işlerin de çıkabileceği hesaba katmalısınız. Bunları dikkate almazsanız hiç bir işi zamanında bitiremezsiniz. Ayrıca olumsuzlukları da aza indirgemiş olursunuz.
5. Yaptığınız listede sadece acillerin değil önemli olanların da olması gerekir. Bazen acil işlere o kadar çok gömülürüz ki asıl yapılması gereken önemli işler kaynar.
6. Sizi meşgul eden ıvır zıvır, el oyalayıcı işlerden kaçınmaya çalışın veya delege edin.
TAVSİYELER
Bu egzersizleri gerçekleştirdiyseniz, zamanınıza biraz daha hakim olmuşsunuz demektir. İş ortamında zamanınızı daha etkin kullanmanız için bazı tavsiyelere de yer vermeden geçmeyelim:
 Mantıksız tekliflere hayır demeyi öğrenin. - Tonlarca işinizin ortasında daha önceden haberinizin olmadığı bir toplantıya çağrılırsanız hayır deme hakkına her zaman sahipsiniz. Unutmayın, toplantıda geçireceğiniz her dakika, saat altıdan sonra iş yerinde kalmanıza sebep olur.
 Görüşme ve toplantılar için bekleme sürelerini yararlı hale getirin. - Eğer dışarıda bir toplantıya gidiyorsanız, okumanız gereken rapor, makale, memorandum gibi dokümanları yanınızda götürüp daha sonra bunları okumak için harcamanız gereken zamandan tasarruf edebilirsiniz. Eğer siz toplantı için gelecek birilerini bekliyorsanız, uzun zamandır açılmayı bekleyen telefonlarınızı edebilirsiniz.
 Bir işi yaparken sadece ona konsantre olun. İki şeyi aynı anda yapmaya çalışırsanız kafanız karışır ve bu sefer hiçbiri istediğiniz sonucu vermeyebilir.
 Evrakınızın içinde ikincil ve üçüncül sıradakileri daha sonraya ayırın. - E postalarınız için de aynı yöntemi izleyebilir, gelen e-postalarınızı oluşturacağınız "Önemli" ya da "Acil Değil" gibi dosyalara aktarırsanız, acil olmayanları daha sonra bir boş vaktinizde değerlendirebilirsiniz.
 Bir mektup ya da e-posta okurken cevaplanması gereken noktaları not alın - Yoksa daha sonra tekrar üzerlerinden tek tek geçmeniz gerekebilir.
 Dosyalamaya önem verin. Dağınık çalışırsanız hiç bir aradığınızı bulamazsınız.
 Okurken seçici davranıp önemlileri önce yakalamaya çalışın.
 Telefonla halledebileceğini bir konu için toplantı yapmaya çalışmayın.
 Rahatsız edilmeyeceğiniz bir yerde toplantı yapın. Böylece toplantınız ikide bir bölünmemiş olur.
 Her toplantıdan bir sonuç ve eylem planı elde etmeye çalışın.- Ve kimin hangi işi yapacağını o toplantıya katılan kişilerle paylaşın ki sonradan işiniz onlar yüzünden gecikmesin.
 Biriyle görüşeceğiniz zaman neler konuşmak istediğinize dair notlar alın. - Böylece toplantıda görüşmek istediğiniz hiç bir konuyu unutmaz ve anlamsız konuşmalarla vakit kaybetmezsiniz.
 Telefon edeceğiniz kişinin müsait olabileceği zamanı düşünün ve onu o zaman arayın.
 Telefonda beklemeye özen gösterin.
 Telefonla ulaşamadıklarınıza ayrıntılı mesaj ya da e-mail gönderin.
Eğer bu yöntemlerin hepsini denedikten sonra da kendinize ve sevdiklerinize hiç vakit ayıramıyorsanız, görev tanımınızı gözden geçirmenizi öneriyoruz. İyi şanslar.








ZAMAN YÖNETİMİNDE 7 EYLEM ALANI

Hedefleri belirleme ve hayatı düzenlemenin önemi tartışılmaz. Geçtiğimiz haftalarda zaman yönetimi üzerine yazdığım yazılardan sonra, okuyucularımızdan gelen bazı düşünceler doğrultusunda hedef belirleme ve zaman yönetimi arasındaki ilişkiyi açmamız gerektiği ortaya çıktı.
Hedef belirleme ve zaman yönetimi kavramları birbirinden bağımsız olmadığı gibi, eski ifade ile birbirlerinin mütemmim cüzleridir. Onun için iki kavramı birbirinden ayıramayız. Ancak her ikisini de gözeterek nasıl bir plan yapabiliriz, onun üzerinde fikir yürütmeye çalışacağız.
Zaman yönetimi uzmanları kişiye verilen 24 saatlik süreyi belli bölümlere ayırarak kullanmada yarar olduğu görüşündedirler. Bu açıdan günü '7 eylem alanı'na ayırabiliriz. Bunlar; iş, ev ve aile, sosyal faaliyetler, kişisel gelişim, kişisel bakım, uyku ve eğlence şeklinde sıralanabilir. Kişinin bu sıralamada en uzun süre ayırdığı eylem, ona verilen değeri gösterecektir. Şimdi kabaca bir tasnif yapalım.
1. İŞ;
Kişinin maaşlı ya da kendi çabalarıyla iştigal ettiği ve geçimini sağlamak amacıyla yaptığı önemli bir eylemdir. 24 saat içerisinde, mesai kavramı ve ulaşım süresi de göz önünde bulundurulduğunda iş için 10 saat ayrılabilir. Burada dengeyi bulmak önemlidir. Bazı işkolikler günde 18 saat çalışmayı düşünebilirler, bazı kişiler de 4 saat olarak bu süreyi tespit edebilirler. Ancak normali ve dengeli olanı 10 saat olabilir.
Bütün eylem alanları için geçerli ilke, uygulanabilir ve dengeli olanını seçmektir. Uygulanmadıktan sonra kağıt üzerinde kalacak bütün ayrımlar, sadece özenle yapılmış karalamalardan ibarettir.
2. EV VE AİLE;
Bekâr olan kişiler için denilecek çok fazla bir şey yoktur. Ancak evli ve çocuk sahibi kimseler,
mutlaka ailelerine vakit ayırmak zorundadırlar. İş dünyasındaki boşanmaların büyük çoğunluğunun, ailesine zaman ayıramamaktan kaynaklandığını, yapılan araştırmalar söylüyor. Daha da önemlisi '7 eylem alanı'nda zaman ayarlamaları yapılırken, kişinin eşi ve çocukları ile birlikte karar vermesinde fayda vardır. Tek başına verilen kararlar bir süre sonra tatsızlıkların ve aile içi geçimsizliklerin başlangıcı olmaktadır.
3. SOSYAL FAALİYETLER;
Eş ve dost ziyaretleri, dernek, cemiyet, vakıf vb. organizasyonlara katılıp, bunlar içerisinde
yer alma şeklinde düşünülebilir. Bu faaliyetler kişinin çevresini genişlettiği gibi, bilgi ve görgüsünü de artıracaktır.
Kişisel gelişim ve kişisel bakım
4. KİŞİSEL GELİŞİM;
Kişinin kendisini tanıması, içindeki var olan potansiyeli keşfetmesi ile birlikte eylem insanı
olma süreci olarak tanımlanabilir. Kitap okuma, yazma, düşünme ve benzeri bütün eylemler bu süreç içersinde yapılmalıdır. Başarılı olmuş insanların hemen hemen tümünün, kişisel gelişim için kendilerine zaman ayırdıkları vakidir. Günlük asgari 1 saat ile 7 saat arasındaki bir süre, kişisel gelişime ayrılabilir.
5. KİŞİSEL BAKIM;
Kişisel bakımdan anlaşılması gerekenler; kişinin sağlığı, dengeli beslenmesi, spor ve bedensel bakım olarak
sıralanabilir. Belirtilenlere verdiği önem derecesinde kişi bu alanlara süre ayırabilir. Günde 10 dakikadan 2 saate kadar kişisel bakım için tahsis edilebilir.
6. UYKU;
Zorunlu olarak vakit ayırmamız gereken bir durumdur. Beynin günlük olaylar içerisindeki yoğunluğunu
atması ve zihinsel dinlenme yapabilmesi için uyku gereklidir. Uyku sırasında beynimiz gün içinde topladığı bilgiyi işlemden geçirir. Hatta uyku saatlerinin düzensizliğinin, IQ seviyesindeki düşmeyle birlikte, anlamlandırma yeteneği ve dil becerilerinde tahribatlara yol açtığı bilimsel araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir. Dolayısıyla uykuya günlük en az 5 saat, en çok 8 saat süre ayrılmalıdır.
7. EĞLENCE;
Eğlence kavramının içeriğinden tatil, Tv, sinema, müzik dinleme gibi faaliyetler anlaşılmalıdır. Özellikle
belirtmem gerekir ki, bir haftalık ya da bir yıllık yoğun temponun ardından kişinin mutlaka tatil için süre ayırması gerekir. Bazılarında 'Tatil yapmasam da olur.' anlayışı hakimdir. Bu düşüncenin yanlış olduğu aşikârdır.

Daha alt ayrımlar yapılabilir. Detaya inildiğinde hem tasnifte zorlanılır, hem de süre ayrımı dakikalara kadar düşer. Onun için kaba bir tasnif tercih edilmelidir.
'7 eylem alanı'na ayrılan süre önce günlük, ardından haftalık olarak tasniflendiğinde, kişinin ne kadar boş vaktinin olduğu ve bazı alanlara az ya da fazla zaman ayırdığı ortaya çıkacaktır. Birkaç aylık denemeden sonra sistem yörüngesine oturacaktır.

KAYNAKÇA: Nejat Sezik





ZAMANIN DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ?

Almanca dil kursundayım. Hoca çok disiplinli biriydi. Bilhassa zaman açısından hiç müsamahası yoktu. Bir hafta boyunca, kimin ne kadar dakika geç geldiğini tesbit ediyor ve onları geç geldikleri toplam süre kadar sınıfta tutuyordu. Tabiî bu durum, zaten kursa zor zaman ayırmış iş sahiplerinin hiç de hoşuna gitmiyordu. Bir gün haftalık cezası 18 dakika tutan bir arkadaşımız kızarak şöyle dedi:
- Neredeyse saniyeleri de hesap edeceksiniz. Neyse hatırınız için bir başka zaman on dakika kalayım sınıfta. Şimdi çok âcil bir işim var...
Yaşlı Alman gözlerini kırpıştırarak bir süre süzdü bu arkadaşı ve şöyle konuştu:
- Olmaz. Çünkü siz âcil işlerinize bu kadar önem vermiş olsaydınız şimdi benden onsekiz dakikalık bu cezayı almazdınız. Zira ders de sizin için günlü saatli âcil bir işti. Bu bakımdan şimdi kalacaksınız ve onsekiz dakikalık bir ders vereceğim size.
Belli ki, hoca da kızmıştı. Ben de merak ederek kaldım sınıfta.
Sıra aralarında bir kaç tur attıktan sonra şöyle konuştu:
- Arkadaşlar zamanı iyi kullanmıyorsunuz. Hatta bu konuda benim gösterdiğim hassasiyete kızıyorsunuz. Ama ben haklı olduğuma inanıyorum. Belki de içinizden 'ne olacak gâvur kafası' diyorsunuzdur.
Masasına gitti. Çantasından basılı bir broşür çıkardı.
- Şuna bakınız lütfen, dedi. Bu bir tren tarifesiydi. Arkadaş göz ucuyla bakıp iade edecekti ki, "hayır daha iyi tetkik etmenizi istiyorum" dedi. Trenlerin kalkış ve varış saatlerini tercüme ettirdi. Bunlar hep değişik ve karmaşık rakamlardı. Meselâ kalkış saati 18.18 idi, 21.34'tü. Varışlar da hep öyleydi. 12.46 gibi, 9.27 gibi...
Onsekiz dakikaya cezalı arkadaşımız bu minval üzere uzayan rakamları görünce Hoca'ya dedi ki:
- Bakınız işte burada Avrupalı kafanın mantıksızlığı açıkça görünüyor. Ne demek yani onsekiz geçeler, 12 geçeler, 36 geçeler... Şuna üç buçuk, dört buçuk deseniz olmaz mı? Hiç olmazsa, çeyrek geçe deseniz de, hem de akılda kalacak bir sayı ve saat olsa...
Yaşlı Alman'ın yüzünde belli belirsiz bir tebessüm gezindi. Ve bakışlarından söyletmek istediği düşünceyi yakalamış olduğu belli oldu.
- Bana bak, dedi. Kendinize hakaret etmeyin. Çünkü bu tarifenin böyle düzenlenmiş olması, "Avrupalı kafa"nın mantıksızlığı değil, müslüman kafanın tutarlılığıdır. Çünkü, biz zamanı kullanmayı ve değerlendirmeyi müslümanlardan öğrenmişizdir. İşte bu tren tarifesi de aynı anlayışın güzel bir örneğidir. Bizler hayret ve şaşkınlıkla ona bakarken, hoca şöyle devam etti:
-Siz müslümanların ibadetlerinde yer önemli değildir. Dünyanın her yerinde ibadet edilebilir. Ama zaman çok önemlidir. Çünkü her ibadetin kendine ait bir vakti vardır. Hattâ bu vakit ibadetin şartıdır. Yani vakitsiz ibadet ifa edilmiş sayılmaz. İbadetlerin vakitleri de bizim tren tarifesi gibi, hep böyle 18, 17, 13, 10, 9 geçelerdir. Üstelik bu saatler de devamlı değişirler. Bugün sabah namazını 7.21'e kadar kılabilirsiniz. Ama yarın, 7.22'ye kadar da kılabilirsiniz. 23 geçe olmaz. Sadece namaz böyle değildir. Oruca başlama ve bitirme saatleri de böyledir. Bu ince hesaba dayanan ibadet saatleri üstelik her gün değişmektedir.
Böylece de müslümanlar her gün değişmekte olan zamana karşı uyanık durmakta, zamanın kıymetini anlamakta ve onu iyi değerlendirmek üzere hazırlanmaktadırlar. İbadetlerini yapan bir müslüman her gün değişen dakikalara ayak uydurmaya ve dakikaları değerlendirerek yaşamaya mecburdur. Bizim zamana bakışımızın ilham kaynağı müslümanlardır."
Yaşlı Alman Hoca "Çıkabilirsiniz" dediği zaman, hepimiz tarifi imkânsız bir mahcubiyet içindeydik.

KAYNAKÇA :Vehbi Vakkasoğlu, Sûr Dergisi, Ocak 1987